Full width home advertisement

Travel the world

Climb the mountains

Post Page Advertisement [Top]

 2019 yılı Mart ayında izleme fırsatı bulduğum ve izlediğim günden beri bir kere daha gidebilmek için kovaladığım bir oyun Dünyada Karşılaşmış Gibi, tabi artık hayallerimizi pandemi sonrasına erteledik. Alican Yücesoy, Defne Kayalar, Fatih Artman, Okan Yalabık, Öner Erkan, Serkan Keskin ve Settar Tanrıöğen'in müthiş oyunculukları ile Berkun Oya'nın senaryosu ve yönetmenliğini izleme fırsatı bulabildiğim için kendimi çok şanslı hissediyorum. 

Oyun hakkında bilgisi olmayanlar için spoiler vermek istemem ama alışılmışın dışında bir sahnenin sizi beklediğini söyleyebilirim. Oyun 2 perdeden oluşuyor; bir kısmın daha aksiyon ağırlıklı diğer kısmın ise daha duygu ağırlıklı olduğunu söyleyebilirim. İki kısmın da kendine göre güzelliği, sürükleyiciliği, olayların birbirine bağlanması gerçekten mükemmel. 

Oyun bir karakolda geçiyor, bir kısımda bekleyenler diğer kısımda ise bir sorgu görüyoruz. Senaryo sizi doğrudan içine çekiyor ve ne olacağını, olanların nasıl böyle olduğunu anlamak istiyorsunuz. 1 komiser, 3 polis, 1 mağdur, 1 torbacı ve 1 de neden orada olduğuna çok anlam veremediğimiz hırsız. Toplamda 7 kişi hepsinin kişiliği ve hikayesi o karakol akşamında bize aktarılıyor.


Oyunculara gelince gerçekten çok fazla söze gerek yok aslında ama ben bazı noktalara değinmeden geçemeyeceğim. Okan Yalabık'ın hüznü ve kaybetme korkusu o kadar gerçek ki izlerken sanki birinin hayatına düşünselinden bakıyormuşum gibi hissettim. Kendi evine hırsız birini, korkusunu öyle güzel anlatmış ki oyundan çıktığımda bu kısımları hala aklımda döndürüyordum. 

Settar Tanrıöğen hem bir baba hem de otoriteydi. Oyun sırasında bir baba gibi şefkat ile yaklaşmasını ama aynı zamanda belli noktalarda sesi ve tonlamasıyla otorite sahibi olduğunu gösteriyor.
Fatih Artman'ın acısının derinliği, bir kısımdan diğerine geçtiğimizde anlamlandırdığım bir acı oldu. "acısını atlatamıyor" diye düşünürken neden atlatamadığını anlamlandırmış oldum. 

Serkan Keskin de benzer şekilde acı yaşayan ama bunu aslında biraz da öfkeyle yoğuran bir karakteri canlandırıyordu. Alican Yücesoy'un karakterinin hikayesini daha derinlikli görmek isterdim o kısımda biraz eksik hissettim kendimi ama gördüğüm en iyi Karadeniz ağzı taklitlerinden biri vardı. Öner Erkan'a ayrı bir parantez açmak istiyorum. Karakteri oynamamış gerçekten yaşamış diyebilirim. Oyuncu olduğunu bilmesem sokaktan birini getirip yaşadıklarını anlatmasını istemişler diyebilirdim.

Pandemi sonrası bir daha kesinlikle gitmek isteyeceğim bir oyun Dünyada Karşılaşmış Gibi. Aslında online şekilde sahnelense, izleyen herkesin normale döndüğümüzde yine gitmek isteyeceğine yüzde yüz eminim. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bottom Ad [Post Page]

| Designed by Colorlib